Evet, seyahate başladım ve benimle ilgili başında bir satır haber yok! Yani ben bulamadım. İlkinde manşet, ikincisinde birkaç haber, üçüncüsünde sıfır ilgi! Gerçi böylesi daha iyi. Her dünya turuna başlangıçta “Acaba yapabilecek miyim?” endişesi taşıyorum. Şimdiki ne kadar “kolay” gelse dahi yolda her zaman başına bir şey gelme ihtimali var. (Normal gündelik hayatta olduğu gibi. Sadece normal hayatta “Acaba bugün de hayatta kalacak mıyız?” diye sorgulamıyoruz. Yani en azından “gelişmiş” ülkelerde standart hayatları olan bizler.) Dolayısıyla, dünya turunu tamamladıktan sonra haber olmak tercihim. Eğer o zaman da beni görmezden gelirlerse bakarız, bir durum değerlendirmesi yaparız.
Geçen hafta yazışırken Serkan Bey “Benim tek amacım insanlara bunu aşılamak. Seyahati sevdirmek” demişti. Benim tek amacım ise, siteme koyduğum sınırlar, vatandaşlık, güvenlik vs. ile ilgili fikirleri yaymak. İnsanların farklı şekilde düşünmeye başlamasını, o olmuyorsa bile sorgulamasını sağlamak. Yoksa kendi promosyonumu yapıp “Aman da bak ben ne harika şekilde geziyorum” demeye ihtiyacım yok. Zamanında kitabım satsın istiyordum, tanınmak istiyordum; herkes de “Aman da aman, medyada görünmelisin, adın çıkmalı” diyordu. Ben de uydum. Şimdi hiçbirine ihtiyacım yok. Ben yaptığımı biliyorum, bana yetiyor; kocam ve kızımla 3+1 kişilik küçük dünyamda da gayet mutluyum. Eğer o fikirleri yaymak gibi bir derdim olmasaydı bu geziyi de sessiz sedasız, kimseye haber vermeden yapar döner, hayatıma devam ederdim. Açıkça söyleyeyim, benim için bu gezi bir yem. Fikirlerimi yaymak için insanları oltaya çekmek. Muhtemelen onların hedef kitlesi benim hedef kitlem değil zaten. Yine de, kimin hangi yazıdan nasıl etkileneceği hiç bilinmiyor. İnsanları kışkırtmak da istiyorum. Ama görüyorum ki henüz bir yere varabilmiş değilim. Seyahatime bakıp “Ay ne harika,” diyen FB'de “like” edip yazdıklarımı okumayan insanlar beni ilgilendirmiyor. Nitekim, site istatistiklerine baktığımda durum hiç parlak değil. Kimseyi suçlamıyorum, on sene önce olsa muhtemelen ben de aynısını yapardım. Sadece, şimdi ihtiyacım olan, yazdıklarımdan heyecan duyup fikirlerimi destekleyecek insanlar. Ve biliyorum... Bir gün telefonum çalacak, hattın diğer ucunda “Bunları yayalım,” diyen biri olacak.
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
AuthorGülin De Vincentiis Archives
February 2016
Categories |